TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU
Yeni Kızıl Elma, Türkiye Yüzyılı’dır!
Birkaç asırdan beri süregelmekte olan durağan/edilgen dönemi kapatacak ve ülkemizi yeniden küresel bir güç merkezi haline getirecek olan "Türkiye Yüzyılı" şiarı, önümüzdeki dönemin yeni Kızıl Elma'sıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı"nı tarif ederken; sürdürebilirliğin, kalkınmanın, huzurun, istikrarın, istikbalin, iletişimin, haklının, gücün, değerlerin, başarının, dijitalin, bilimin, barışın, verimliliğin, üretimin ve şefkatin yüzyılı olacağını ve çevreden savunmaya, spordan teknolojiye bir birinden farklı projelerin sırasıyla hayata geçirilecek olduğu bu yeni dönemi de "Türkiye Yüzyılı" mottosu ile başlattıkları belirtmişti.
Bu yeni dönemin, ardı ardına her biri devasa büyüklükteki stratejik projelerin hayata geçireleceği ve böylece ülkemizin geleceğinin teminat altına alınacağı bir çağı başlatacağı çok net olarak görülmektedir.
Bu projelerin içinde dikkat çekici olanlarından birisi de "Milli Muharip Uçak" projesidir.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil'in açıklamasına göre, Milli Muharip Uçak'ın 18 Mart 2025'te uçacağını, 18 Mart 2028'de ise Hava Kuvvetleri'ne teslim edileceğidir.
Türkiye Yüzyılı programını sadece güvenlik odaklı projelerden ibaret olarak da görmemek gerekir. Bu program aynı zamanda huzurun da yüzyılı olacak biçimde tasarlanmıştır.
HUZURUN YÜZYILI
Ekonomik dalgalanmalar, göç hareketliliği, jeopolitik gerilimlerin savaşlara dönüştüğü bugün, pek çok gelişmiş ülke, refah toplumundan güvenlik toplumuna dönüş stratejisini benimsemek zorunda kalmıştır. Türkiye son yirmi yılda, dünyanın en zorlu ve stratejik jeopolitik konumunda gösterdiği benzersiz başarı ile ulusal güvenlik planlarında dönüşüme giden ülkelerin kılavuzu olmaktadır. Türkiye Yüzyılı’nda toplumumuzun varoluşsal özelliği farklılıklarımızın farkında olan, farklılıkları huzur ve refahın gölgesinde buluşturan bir yönetim anlayışı ile ilerleyeceğiz. Türkiye Yüzyılı bölüşüm ve girişimde adil bir dengenin güvencesi olacaktır.
Programın bir diğer önemli başlığı da kalkınma odaklı yürütülecek olan sosyal ve ekonomi temelli projeler olacaktır.
KALKINMANIN YÜZYILI
Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüyerek, reel ekonomiyi her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. İthal girdiyi azaltarak, katma değerli üretimde ihracat rekorları kırdığımız yerli ve milli ekonomik oluşumun içindeyiz. Pandeminin silsileyle doğurduğu ekonomik dalgalanmalar dünya ülkelerini küçülmeye zorlarken, kalkınmaya yönelik yapısal reforlarımız ülkemiz adına kazanç fırsatlarına dönüşüyor. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin kümülatif ve sinerjik deneyimleriyle atılan doğru adımlar, Türkiye Yüzyılı’nın dünyada bir kalkınma ekolünün adı olarak anılmasını sağlayacaktır.
Ve bizi yeni Kızıl Elma'mıza götürecek olan Türkiye Yüzyılı programının bir diğer önemli ayağı da "Değerler Yüzyılı" olarak sosyo-kültürel atılımlar olacaktır.
DEĞERLERİN YÜZYILI
Dünya tarihinin en kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapan bu topraklar, şimdi bize emanet. Bu emanet binlerce yılın farklılıklarını ve değerlerini sahip çıkmak zorunda olduğumuz bir ortaklığa taşımıştır. Kültürel ve sosyal ahengin güvencesi olan ortak değerlerimiz Türkiye Yüzyılı nesillerine de pusula olacaktır. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin değer öncelikli politikaları ile yerelden küresele Türkiye Yüzyılı çağın değeri olarak simgeleşecektir.
Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda attığımız her adım Türkiye’nin güç profilini zirveye taşımaktadır. Ekonomik gelişim ve tüm sektörlerdeki inovatif dönüşümlerimiz ile jeopolitik güç olarak yükselişimiz küresel bir kabule dönüşmüştür. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde, tüm devlet kurumlarının ahenkli çalışması ve özel sektörün bu istikrarlı yapıya üretim artışı ile destek vermesi sağlık, sanayi, eğitim ve teknoloji gibi birçok alanda Türkiye Yüzyılı’nın temelini atmıştır. Türkiye Yüzyılı’nda duraklama ya da gerilemeye mahal vermeden, doğru hamleler ile ülkemizi dünyada örnek bir konuma taşıyacağız.
Sayılan tüm başlıklar altında sağlanacak olan toplam fayda ile elde edilecek gücün, Türkiye'yi daha emin bir şekilde reformlarını gündemine alarak alarak uygulama safhasına sokabilecek olmasıdır. Dönüşüm ve değişimin hızı, bu güç sayesinde aksamaksızın yolunda ilerleyebilecektir.
GÜCÜN YÜZYILI
Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda attığımız her adım Türkiye’nin güç profilini zirveye taşımaktadır. Ekonomik gelişim ve tüm sektörlerdeki inovatif dönüşümlerimiz ile jeopolitik güç olarak yükselişimiz küresel bir kabule dönüşmüştür. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde, tüm devlet kurumlarının ahenkli çalışması ve özel sektörün bu istikrarlı yapıya üretim artışı ile destek vermesi sağlık, sanayi, eğitim ve teknoloji gibi birçok alanda Türkiye Yüzyılı’nın temelini atmıştır. Türkiye Yüzyılı’nda duraklama ya da gerilemeye mahal vermeden, doğru hamleler ile ülkemizi dünyada örnek bir konuma taşıyacağız
BAŞARININ YÜZYILI
Türkiye, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Yurtta Barış, Dünyada Barış’’ ülküsü, “ilkeli taraflılık” ve “dengede tam bağımsızlık” politikasıyla dünyanın en zorlu coğrafyasında sürdürülebilir barışın yegane gücüdür. Jeopolitik konumumuz ve temsil ettiğimiz değerlerle sadece ayakta durmanın yetmeyeceği, aksine her zaman koşmamız gereken bir coğrafyada olduğumuzun bilincinde ve kararlılığındayız. Barış, bu ilerleyişimizin en temel motivasyonudur. Jeopolitik konumumuz çevresinde bulunan çalkantılı zemine karşın, sınırlarımız içinde barış, refah ve istikrar tesisini oluşturuyoruz. Milli menfaatler, uluslararası ilkeler ve dengeler gözetilerek Türkiye Yüzyılı’nda hem masada hem de sahada barışı sağlamak ve korumak için çalışıyoruz.
Konuyu toparlayacak olursak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Türkiye Yüzyılı ile hedeflediğimiz yeni Kızıl Elma'mız ile, sadece ülkemizde değil, küresel sistemde de önemli değişimler gerçekleştirebileceğimizdir.
Türkiye'nin tarihsel hafızasında bunu yapabileceği zihinsel birikimi vardır.
Binlerce yıllık Türk devlet geleneğinin günümüzdeki taşıyıcıları olarak, küresel düzlemde hakettiğimiz yere erişmek bize çok zor değildir.
Fetret Devri'nden elli yıl sonra Doğu Roma'yı tarihten silen bir milletin, bugün de yeni Kızıl Elma'sı olan küresel güç olma hedefine erişebileceği sağlam ve kudretli bir potansiyeli vardır.
Yeter ki, gücümüzün farkına varalım!
Yeter ki, hep birlikte buna inanalım!