Fısıltı HABERLERİ
HV
27 NİSAN Cumartesi 13:09

KISA DEVRE SENDROMU "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" Şeyh Edabâli Seçimlere sayılı günler kala... Dönem boyunca yatıp, sınav zamanı ders çalışan öğrenciler geliyor aklıma. Beş

Filiz TOKLU  ( YAZAR )
Filiz TOKLU ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 06-12-2023 13:19

KISA DEVRE SENDROMU 

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!"
                                           Şeyh Edabâli 

Seçimlere sayılı günler kala...

Dönem boyunca yatıp, sınav zamanı ders çalışan öğrenciler geliyor aklıma.
Beş yıl çalışmamış, tabana inmemiş, saha nedir bilmeyen koltuk başkanları ne kadar da tembel  ve sorumsuz öğrencilere benziyorlar değil mi?
 
Muhalefet partilerinin adaylarını ve başkanlarını eleştirmek işin kolay olanıdır. Doğru ve ilkeli bir duruş sahibi olarak, aynı tutumu kendi mahallemizi ve mensubu olduğumuz ideolojik yapıyı ilgili organlarda ve kurumlarda temsil etme yetkisini verdiğimiz adaylar veya yöneticiler için de gösterip, gerektiğinde eleştirebiliyor muyuz?

Kendi çocuğunu ıslah edemeyen birinin komşunun çocuğunu eleştirmesi komiktir.
Ayrıca her eleştiri yıkıcı değildir. Dahası, sizinle aynı ideolojiyi paylaşanların yapacakları eleştiriler ise, birer artı değerdir.

Şeyh Edebalı'nın Osman Gazi'ye Kayı Boyu Beyliği ünvanı verilirken yönelttiği hem uyarı hem de nasihatler bağlamındaki manzumesinin mısraları geliyor aklıma:

*Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır. 
*Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana. 
*Hal bil, ahval bil, gönül bil. 
*İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. 
*Kimsenin umudunu kırma. 
*Bey memleketten öte değildir. 
*Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. 
...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçmenler, her seçimde olduğu üzere Recep Tayyip Erdoğan'a olan güven, inanç ve derin muhabbetten dolayı sandıkta görevini gereğince ihya etmişlerdir.
Aynı ilgi ve muhabbetin yerel seçimlerde belirlenecek olan adaylar için de oluşabilmesi için, temsil yetkisi talep edenlerin de arzu edilen liyakata sahibi olmaları ve yetkiyi aldıkları takdirde de kendisine gösterilen bu teveccühün ardından dönerek seçmene üstenci bir üslupla yaklaşmaması gerektiği esastır.

Seçim vaadiyle verilen sözlerin koltuğa kavuşunca unutulması ise kısa devre sendromudur. 
Uzun bir dönem için, seçim süreci gibi kısa bir zaman içinde verilen sözlere, timsah gözyaşlarına, riyakâr yüzlere ve sahte gülüşlere ben "Kısa Devre Sendromu" diyorum.
Metropol şehirlerden ziyade daha küçük ölçekli illerde ve ilçelerde koltuğu ele geçirenlerin girdiği hava atmosferine ise zehirli oksijen diyorum.

Görevini ihyâ edenlerin dâhi bir süre sonra doğruluk istikametinden ayrıldıklarını gözlemliyorum. Sürecin belli bir aşamasından sonra işini hakkıyla yapmış olmanın özgüveni, kendilerinin "Ben artık oldum." gafletine kapılmalarına -düşmelerine- neden olmaktadır.

Dün hepimiz gibi birer yurdum insanı olarak hayat sürenlerin, koltuk imkanlarıyla buluştuklarında birer burjuva veya bohem hayatı yaşamaları, sosyolojik olarak olumsuz durumlara neden olmakta ve toplumla aralarında bir sosyal bir fay hattının oluşmasına sebebiyet vermektedir.
"Halka hizmetin Hakk'a hizmet" olduğu tezini savunmak, lafla değil icraatle mümkündür.
Bir randevu için günlerce, aylarca vatandaşı kapılarda bekleten başkanların aynı vatandaştan yeniden oy istemeleri arsızlıktır. 

Seçildiği yerel idare görevinde kendilerini birer derebeyi zanneden, kendi şehrine, ilçesine faydası olmayan niteliksiz başkanların bulundukları makamlarda kütlesel ve hacimsel nicelik taslamaları ise hadsizliktir.

Bu konu hakkındaki uyarılarımı daha önce de  köşemde kaleme alarak defaatle dile getirmiş ve 19 Eylül 2023 tarihinde yine bu köşede yayımlanmış olan makalemde şunları söylemiştim:
 "Üzerlerindeki temsil yetkisini istismar aracı haline getirenler, bindikleri dalı kesmekte olduklarının acaba ne ölçüde farkındadırlar?
Bilhassa iktidarın merkezinde ve yakın çeperinde duranların bu tarz siyaset anlayışını derhal terketmeleri gerekiyor.
Yerel seçimlere adım adım yaklaşırken, liyakat sahibi olmayan yöneticilerin ferasetsizliği, nice bedeller ödenerek devletin zirvesine dikmiş olduğumuz "milli irade" sancağını ne yazık ki harici bir müdahaleye bile gerek bıraktırmadan yere düşmesine sebebiyet verecektir."

Güç zehirlenmesi yaşayanların kibirleri, hizmetlerini gölgede bırakmaya başlamıştır.
Halk ile hasbihâl edemeyenlerin, hâlden anlamayanların, derde derman olamayanların, şifa değil dert olanların, güç zehirlenmesi yaşayanların, kendi nefislerine yakın olanlara taraf olanların, mağdura bertaraf olanların, kibirli ve liyakatsiz başkanların yeri  halkın temsili koltuklar değildir."

Cumhurbaşkanımızın aynı konuda daha evvel yapmış olduğu bir diğer uyarısı ise şu şekildeydi: "Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyor demektir. Zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı da atsınlar. Zira artık yanlışlara hele hele bedeli ödenemeyecek yanlışlara tahammülümüz yok."

Yapılan bu yerinde uyarılardan konunun muhatapları umarım kendileri için gereken dersleri çıkarmış olsunlar.

Konumlarını sadece kendi nefsi ve menfi durumlarına hitap eden kalburüstü kişilerin ve STK'ların cemiyetlerine, programlarına, açılışlarına katılanlar, seçim zamanı geldiğinde avam gördüğü vatandaştan oy istemeleri hakkaniyete aykırıdır.
Sosyal statü farkları ve eşitsizlikleri dolayısıyla toplumsal dokunun içinde yitik sayılan vatandaşa, sınıfsal bir kategori -segment- ihdas ederek sözde üst seviye bir statüye tabi saydıkları ve kabul ettikleri ile eşit muamele edilmesi adeta ayıp sayılmıştır.

Bir mevkiye erişmek için vatandaşı basamak yapanlar şunu bilmelidirler ki; her çıkışın bir de inişi vardır!

Edep ve marifet ehli olan idareciye düşen davranış, etrafına topladığı bir avuç çıkarcıya dönük olarak "Padişahım çok yaşa!" Pohpohlamalarına itibar etmek değil, kendisinden eşit ve adil bir yönetim beklemekte  olanlara, "Vatandaşım çok yaşa!" diyebilmektir, vesselam!

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI DOMUZ SÜRÜSÜNE KİMLİK  VERİLDİ  DOMUZ SÜRÜSÜNE KİMLİK  VERİLDİ  NAR AĞACI  Şehâdet Nâme İsmi Var Cismi Yok BU VEBAL SİZİN  Kibir insanı helak eder! TARİH TEKERRÜR ETMEYECEK LÂ "Nun" gibi kucaklayıcı, "Vav" gibi mütevazi... İnsanlar gibi harflerin ve rakamların da rolü olduğuna inanıyorum.  Sizce de öyle değil mi? BİR - İKİ DENEME  Akın var         güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz                 güneşin zaptı yakın!  Aynaya Baksana Gözleri yuvasından fırlamış gibiydi... Yurdunu Bulan Adam: Cengiz Dağcı  Yel eskende sallanır ağaç dalları bizim için haram oldu Kırım yolları...                        Cengiz Dağcı (1919-2011) KIRIM EDEBİYATI BEDEL ÖDEDİ  ÖZ/NE Hayat bir cümledir. ADEM  Elleri cebinde yürüyordu... OZONDAN ÖNCE AR DAMARI DELİNDİ  "Edep (hayâ) bir tâc imiş nuru Hüdâ'dan; Giy ol tâcı emin ol her beladan."                                      Mevlânâ  TEK KİŞİLİK ORDU "Beşerin azmini tevkîf edemez sun'-i beşer..."                                              Mehmet Akif Ersoy KULAĞA FISILDAYAN EĞİTİM  Eğitimin ilk ve en iyi merkezi evdir.                                               Samuel Smiles ÇİNLİ KAMPLARDA TÜRKLERE TECAVÜZ  Ey, Türkistan, şanlı ülke, güzel anayurt!                Bir gün gelir kaldırırız yine bayrağı;                İçimizden elbet çıkar yeni bir Bozkurt,                Yabancıdan geri alır kut TURAN ALFABESİ VE TARİHÇESİ  "Ey Türk! Titre ve kendine dön!.."                        Bilge Kağan-Göktürk Kitabeleri  CUMHURİYETİ TUTTURMAK İÇİN OSMANLIYI KÖTÜLEDİK  Uydurma Kitapla Katliam Hızır Saati Her yeni bir güne nefes alarak uyanmak en büyük nimettir. SİYONİST OYUNUN DUBLÖR OYUNCULARI  "Kudüs bir sınav kâğıdı, her mü'min kulun önünde..."                                                Cahit Zarifoğlu Konvansiyonel Değil Proksi Savaşlar Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz...                                                   Mehmet Akif Ersoy Kızılelma Durağı: Karabağ Ve Karabağ çekik gözlü bir Türkmen kızı gibi        Hazar’ın yakınında mahzun güzelliğiyle        Dedem Hacı Murat’ın destan şehridir.        Çağrılsam yollarına düşebilirim.        Toprağına bayrak Havalı Koltuk  Son eğilim: Hava basınçlı koltuklar... Milli Değil, Yerli Değil TABULAR VE TEORİLER Hayattaki gerçekleri, ahmaklar engeller. İNSAN YAĞI AĞRILARA İYİ GELİR AVCIYA TORPİL GEÇME DESEN DESEN VALİZLER İNSANLIK TARİHTE KALDI HİÇ ESKİMEYEN TÜRKÇE; OSMANLICA 29 MAYIS 1453'ün Kutlu Fethinden 2053'ün Hedeflerine... SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN'IN KABUL OLMUŞ DUASIYIZ GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN İSTANBUL TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN TOPLANDI PİRANALARA YEM OLMA AKYAZI'NIN DÜNYAYA MESAJI TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ORTA ÇAĞDA ENGELLİLERi YAKAN BATI TÜRK TEAVÜN CEMİYETİ ATATÜRK'E ZORAKİ CENAZE NAMAZI CHP'DEN ATATÜRK'ÜN KIZ KARDEŞİNE RED VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR / KUDÜS... SIRADAKİ OYUN KANLI NOEL" Kıbrıs / 20-21 Aralık 1963 TCG ANADOLU KIZIL ELMA DEĞER/Mİ? Ölçü ve denge esastır. IŞIĞINLA YÜRÜ BİR GECE ANSIZIN GELDİK TDT (Türk Devletleri Teşkilatı) VARSA GÜÇ VARDIR TÜRKİYE'NİN YENİ DEVRİMİ: TOGG TTB DEĞİL TERÖR YUVASI ABD'NİN YAVRULARI ÜLKÜ 5'TEN BÜYÜKTÜR BİR EKMEK BİN EMEK İZMİR'İN ŞAHMERANLARI BENİM ADIM AYSEL MASAL ANLATMAYIN