TURAN ALFABESİ VE TARİHÇESİ
"Ey Türk! Titre ve kendine dön!.."
Bilge Kağan-Göktürk Kitabeleri
Türk Devletleri Teşkilatı 10. Liderler Zirvesi
3 Kasım'da Kazakistan'ın başkenti Astana'da TURK TIME (Türk Devri) çağrısı ile toplandı.
Zirve'de Türk devletleri arasındaki işbirliğini daha da geliştirerek ileri hedeflere taşıyacak olan birçok konu başlığı üzerinde durulmuş; gerekli nizam tamamlandıktan sonra da ortak bir metin hazırlanarak "Sonuç Bildirgesi" olarak Türk ve dünya kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Astana'daki zirvenin en dikkat çekici teklifi ise, TDT üyesi ülkelerin ortak bir alfabe etrafında buluşmaları gerektiği hakkındaki beyanı ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır.
Bu çağrı bir anlamda, Gaspıralı İsmail'in bir buçuk asır önce dile getirdiği "Dilde, Fikirde, İşte Birlik!" ilkesini, TDT zirvesi zemininde resmi olarak pratiğe geçiriyordu.
Zira, TDT girişimi ile sağlam temeller üzerinde yükselmekte olan birlik inşasını, ortak alfabe ve dil çatısı ile örtmedikçe, hedeflenen yola
erişmek zorlaşacak; belki de bu hedefe varamama tehlikesi dahi söz konusu olacaktı.
Dil, geçmişle bugün arasında kurulu olan köprünün temel direğidir. Dilin alfabesi ise, köprünün basamak taşlarıdır.
Oluşturulacak bu çatı altında toplanacak Türk dünyası, ortak alfabe ve dil sayesinde, kültür, sanat, edebiyat ve tarih alanlarında güçlü bir yapı meydana getirerek Türkoloji'nin tarihin derinliklerinden gelen enerjisini açığa çıkaracaktır.
Köprü benzetmesi ile izah etmeye çalıştığım bu birikimin tarihsel mazisini kısaca özetlemekte fayda var.
Türk dili, sekiz bin beş yüz yıldır varlığını sürdüren organizmadır. Bir milletin varlığını oluşturan en büyük olgu ise dil'dir.
Ural-Altay dilleri arasında da en eski yazı dili Türkçedir. Sümerce tabletlerdeki Türkçe kelimeler dolayısıyla, yaşayan dünya dilleri arasında, en eski yazılı metne sahip dilin Türkçe olduğu kabul edilmektedir.
Türkçe, başta Göktürk, Uygur, Arap, Latin, Kiril alfabeleri olmak üzere, 10’dan fazla alfabe ile yazıya geçirilmiş; yazılı metinleri dünyanın çok değişik coğrafyalarında çok sayıda kütüphanede ve müzede saklanan bir dildir.
İlk yazılı belgelerin Orhun Kitabeleri olduğu düşünülse de, M.S. 687-692 yıllarında 7. YY.'a ait "Çoyr Yazıtı" ilk yazılı belgemizdir.
Tarihte “Türk” adının geçtiği yazılı ilk metinler Orhun Kitabeleri'dir. Bu kitabeler hakkında ilk bilgiler XIII. yüzyılda yaşayan Cuveynî'nin “Tarih-i Cihangüşa” isimli eserinde yer alır.
M.S. 8. yüzyılın başlarında Bilge Ayguçi Tonyukuk'un girişimleri sonucunda Kül Tigin Yazıtı 732 yılında, Bilge Kağan Yazıtı ise 735 yılında yazılmışlardır.
Türk dilinin M.Ö. 5500 yıl evvelinden bağımsız ve iki kollu bir dil olarak varlığı, "Doğu ve Batı Türkçesi" olarak iki kola ayrıldığı araştırmalarla ispatlanmıştır.
Doğu Türkçesi: Horasan Türkçesi, Türkmen Türkçesi ve Güney Harezm Oğuzcası
Batı Türkçesi: Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Horasan Türkçesi, Halaç Türkçesi ve Gagauz Türkçesi'dir.
Türkçe'nin Kıpçak/Kuzey kolunda yer alan diller :
Kıpçak/Kuzey grubu: Kırgız, Kazak, Tatar, Başkurt, Nogay, Kumuk, KaraçayBalkar, Karaim Türkçeleri.
Türkçe'nin Karluk/Doğu kolunda yer alan diller: Özbek ve Uygur Türkçeleri.
Türk dilinin bugün üç uzak lehçesi vardır: Yakutça, Çuvaşça ve Türkçedir.
Tarihi Türk Lehçeleri:
1. Orhun/Göktürk
2. Peçenek
3. Kuman/Kıpçak
4. Eski Uygur
5. Çağatay
6. Bulgar
7. Hazar
Batı Türklüğü:
1. Türkiye Türkleri
2. Rumeli Türkleri (Yunanistan, Bulgaristan Bosna-Hersek, Kosova, Hırvatistan, Makedonya, Moldova).
3. Kıbrıs Türkleri
4. Suriye Türkleri
5. Irak Türkleri
6. Azerbaycan Türkleri (Kuzey Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve İran’daki Güney Azerbaycan Türkleri).
Türk dilinin tarihî gelişimi yazı dili öncesi ve sonrasıyla birlikte şöyle tasnif edilir:
1. Altay Devri
2. En Eski Türkçe Devri
3. İlk Türkçe Devri
4. Eski Türkçe Devri
5. Orta Türkçe Devri
6. Yeni Türkçe Devri
7. Modern/Çağdaş Türkçe Devri
Eski Türkçeden itibaren Türk dilinin tarihî gelişimini metinlerle takip edebilmekteyiz. Ahmet Caferoğlu bu dönemleri şöyle tarihlendirmektedir:
1. Eski Türkçe (VI-IX yy.)
2. Orta Türkçe (IX-XV yy.)
3. Yeni Türkçe (XVI. yüzyıldan günümüze).
4. Modern veya Çağdaş Türkçe ise günümüzdeki Türkçedir.
Eski Türk yazı dilinden gelişen İslami Orta Asya Türk yazı dilinin ilk evresi Karahanlı Türkçesidir. 11-13. yüzyıllar arasında gelişen bu yazı dilinin merkezi Doğu Türkistan’da Kaşgar’dır. Orhon ve Uygur Türkçesinin devamı olan bu dönem Türkçesi için Hakaniye Türkçesi terimi de kullanılmaktadır. Orta Asya’daki bu yazı dilinin, İslami Dönem Doğu Türk edebiyatının başlangıç döneminin devamını ise Harezm-Altınorda Türkçesi (XIIIXIV. yüzyıl) ve Çağatay Türkçesi (XIV-XVI. yüzyıl) ile yazılmış eserler oluşturur.
Doğan Aksan da “dil, düşünce, duygu ve isteklerin bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan öğeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü çok gelişmiş bir dizge” (Aksan 1985; 55)
sözleriyle ifade etmiştir.
Farklı lehçeler hâlinde de olsa, Türkçe bugün Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye gibi yedi bağımsız Türk devletinin resmî dili, devlet dilidir.
Çin (Doğu Türkistan), Tacikistan, Afganistan, İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Makedonya, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna ve Rusya Federasyonu içinde de önemli sayıda Türk yaşamakta ve bu ülkelerin bir bölümündeki özerk bölgelerde Türkçe ikinci resmî dil durumundadır.
Ayrıca Avrupa’da, özellikle Almanya’da önemli sayıda Türk yaşamaktadır. Bugün Almanya’da Almancadan sonra en fazla konuşulan ikinci yerleşik ana dili Türkçedir.
Cumhurbaşkanımızın TDT Astana Zirvesi'nde dile getirmiş olduğu ortak alfabe çağrısı, Türk dünyasını hedefe daha da yaklaştırmış, hepimizin organik bağı olan ruh köklerinde ve kan hafızasında edilgen halde durmakta olan Turan düşlerini ayağa kaldırarak, koşturmaya başlamıştır, vesselam...
YAŞASIN TÜRK BİRLİĞİ!