KIZIL ELMA
KIZIL ELMA, Osmanlılarca, Hıristiyan dünyasının merkezi olan Roma’daki kilisenin kızıl bakırdan kubbesi anıştırılarak, ulaşılacak ve ele geçirilecek en uzak ve en son coğrafi uç ya da nokta anlamında Roma ve Viyana kentlerine verilen simgesel addır.
KIZIL ELMA, yeryüzündeki Türklerin birleşip kuracakları ve nerede olduğu bilinmeyen ülküsel bir ülke idealidir.
"Kızılelma ülküsü, Osmanlıların parlak çağlarında iyice belirip şekillenmiş ve konak konak, Türk büyüklüğünün, yükseklik fikrinin, ilâhî bir gayenin timsali haline gelmiştir. Bu büyük düşünce olmasaydı XI. Yüzyılda Anadolu'ya gelen, en çok bir milyon Türk, Bizans'ın Asya ve Avrupa'daki topraklarında rastladıkları diğer Türklerin birkaç tümenlik hristiyanlaşmış döküntülerinin yardımı ile de olsa, bu dünya çapında devleti kurup dört kıta (dördüncüsü Okyanusya'dır) üzerindeki teşkilatı ve medeniyet şaheserini yaratamazdı." (1)
KIZIL ELMA, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan, ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen bir ifadedir.
Türklerin "Cihan Hakimiyeti Mefkuresi" felsefesini yaymak ise, Kızıl Elma’nın ana hedefidir.
"Osmanlı padişahları tarihi Türk cihân hâkimiyeti mefkûresine daha kuvvetli olarak bağlanırken İstanbul'u bu hâkimiyetin ilk merhalesi ve merkezi sayıyorlardı. Türk siyaset ve fikir adamları arasında gelişen bu milli ve İslâmî mefkûrenin halk kitlelerine ve askerlere "Kızıl Elma" adı ve efsanesiyle yayılması çok dikkate şâyân olup İstanbul'u sembolleştiriyor ve Türkler için ona sahip olma emelini teşkil ediyordu." (2)
Kızıl Elma, Türk devlet geleneğinin bir özelliği olarak mevcut Türk devletinin dünyadaki diğer devlet ve milletleri hakimiyeti altına alarak yönetmesi fikridir. Bu fikir, sözlü edebiyattan sonra ilk defa Oğuzname ile yazılı kaynaklara da geçmiştir.
"Kızıl", Türk kültüründe genellikle kıymetli sayılan bir renk; "elma" ise mistik bir yanı bulunan bolluk, bereket ve şifa kaynağı olarak görülen bir meyvedir.
Ancak, Kızıl Elma sembolleştirilmesinin elmaya değil, Eski Türklerde Güneş ve Ay’ı anlatan kızıl topa dayandığı düşünülür. Bu top, ‘muncuk’ adıyla bayrak ve tuğların tepesini süslemiş ve bazen zaferin işareti, bazen hakimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yeri ifade etmiştir.
"Topkapı Sarayı'ndaki Oğuznâme parçasında, 'Gün doğusunda, gen yerden doğan Oğuz', diye söze başlanıyordu. ...Oğuz'un yurdu anlatılırken, şöyle deniyordu: 'Oğuz güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar almıştır'. Büyük yurdun ölçüsü herzaman güneşle ölçülüyordu." (3)
Kızıl Elma imgesinin ilk kez Orta Asya Türkleri arasında doğduğu, Ergenekon Destanı'nda da Ergenekon’dan dışarıya çıkma ve kaybedilmiş eski yurdu geri alma idealini simgelediği kabul edilir. Türkistan'dan Hazar Denizi'nin doğusuna gelen Oğuzların ise, Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetinin ifadesi olarak bulunan altın topu yani Kızıl Elma'yı ele geçirmeyi ülkü edindikleri düşünülür.
Kızıl Elma hakkındaki bu ön izahları yapma sebebimize gelince...
Kızılelma ülküsünden ilham alınarak hayata geçirilen göklerin kızılı, Türklerin gururu, düşmanın korkusu olan KIZILELMA/Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS)...
BAYKAR tarafından milli ve özgün olarak geliştirilme çalışmaları devam eden muharip insansız uçak sistemi BAYRAKTAR KIZILELMA (MİUS), geleceğin muharebe konseptine yön verecek bir proje...
Baykar tarafından geliştirilen ve dünyada savaş konseptini ve stratejilerini değiştirmiş olan Bayraktar İHA/SİHA’ların tecrübesiyle yola çıkılarak çalışmaları yürütülen muharip insansız uçak sistemi, geleceğin teknolojileriyle donatılarak savunma planlarımıza hizmet edecek.
Agresif manevralarla hava-hava muharebesi icra edebilecek olan BAYRAKTAR KIZILELMA (MİUS), düşük radar kesitiyle güvenlik güçlerimiz için güç çarpanı olacak.
Ayrıca, kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine de sahip olacak olan BAYRAKTAR KIZILELMA (MİUS), gövde içinde taşıyacağı mühimmatları ile belirlenen hedeflere etkili taarruzlar gerçekleştirebilecek.
GENEL ÖZELLİKLER (Kızıl Elma-A)
Teknik Özellikleri
Mürettebat: Yok
Uzunluk: 14,7 metre (48 ft)
Yükseklik: 3,3 metre (11 ft)
Kanat açıklığı: 10 metre (33 ft)
Azami kalkış ağırlığı: 6.000 kilogram (13.000 lb)
Faydalı yük kapasitesi:
1.500 kilogram (3.300 lb)
Güç kaynağı: 1 × Ivchenko-Progress AI-25TLT, artyakıcısız turbofan motor
Artyakıcı olmadan itki gücü: 1 × 1.720 kilograms-force (16,9 kN; 3.800 lbf)
Performans Değerleri
Seyir hızı: 0,6 Mach - 735 kilometre/saat (397 kn)
Maksimum hız: 0,9 Mach - 1.100 kilometre/saat (590 kn)
Muharebe yarıçapı: 500 deniz mili (930 km)
Operasyonel irtifa: 35.000 fit (11.000 m)
Maksimum irtifa: 45.000 fit (14.000 m)
Havada kalış süresi: 5 saat
Dipnot:
(1) Nihal Atsız, TÜRK ÜLKÜSÜ, Ötüken Yay., sf: 19
(2) Prof. Dr. Osman Turan, Türk Cihân Hâkimiyet Mefkûresi, Ötüken Yay., sf: 265
(3) Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi II. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yay., sf: 243