OZONDAN ÖNCE AR DAMARI DELİNDİ
"Edep (hayâ) bir tâc imiş nuru Hüdâ'dan;
Giy ol tâcı emin ol her beladan."
Mevlânâ
Dünya kirlenecek, ozon tabakası delinecek, su ve gıda kıtlığı olacak denmesini ne yazık ki jeofizik yahut meteoroloji bilimini ilgilendiriyor zannetmişiz.
Evet dünya kirlendi!
Ozon tabakasından önce, bundan daha büyük bir hız ve genişlikte, sosyal hayatı bir felakete götürecek olduğu anlaşılan insanların haya damarı delindi (çatladı.)
Su ve gıda kıtlığı yerine; algı ve zeka kıtlığı oluştu.
Aşırı ölçülerde kirlenen bu sosyal ortam nedeniyle de ne huzur kaldı, ne bereket.
Ar: Utanma duygusu
Ar-ınmak : Temizlenmek
Kelime kökenine baktığımız zaman, deli dahi olsak durumu anlamamıza yetecek netlikte bir ifade aslında .
"Aile toplumun temel taşıdır." yargısı, ne yazık ki artık sadece bir söylemden ibaret. Ne de olsa teknoloji icat oldu mertlik bozuldu.
Öyle değil mi?
Her biri zehirli mantar gibi sosyal medya mecralarında biten ve olumsuz örnek teşkil eden edepsiz insansı varlıklar, içine sürüklendiğimiz bu garabet duruma delil teşkil etmiyorlar mı?
Çok değil, yakın zamana kadar birçoğumuzun korumuş olduğu ve toplumumuzu bulaşıcı olmaktan uzak tutan hassas değerlerimiz vardı bizim.
Mahremiyet gibi...
Giderek toplumun önemli bir bölümünü etkisi altına almış olduğu anlaşılan bu değerlerden kopmaya başlamış olmakla bizler de, galiba bulunduğumuz kabın şekline alıyor olmalıyız.
Ortaya çıkan bu sosyal cehaleti ve yozlaşmayı ne kadar kınasak da, giderek bu sapmayı olağan bir durum olarak kabul etmeye başlıyoruz.
Medyanın, parıltılı hayatlar olarak sunmuş olduğu, ancak birer zehirli sarmaşık olan ahlaksızlık içeren diziler, sosyal medya mecraları, güncel programlar, ve bu mecralarda olumsuz örnek oluşturan tipler, normalleştirilen haberler ise çınar olarak kabul ettiğimiz ailenin köklerini sarmaya başlamıştır.
Bu zehirli sarmaşığın kökü kurutulmazsa, asırlarca ayakta durabilmiş olan bu koca çınarı sarıp, kurutacağı aşikardır.
Edep toplumun örtüsü ve zarıdır. Bu zar yırtılır ise, sosyal bünye çıplak kalır; zararlı bakterilere açık bir hale düşer.
Sonrasında da mikrop yuvası haline gelerek marazi, hastalıklı bir topluma dönüşür.
İmanın en üst mertebesi olarak kabul edilen edep, bahsettiğim konunun özeti aslında.
Efendimizin Veda Hutbesi'nde "Birbirinizden takvâ üstünlüğünüz var!" demesi ne kadar manidar.
"Takva nedir?" diye sorulacak olursa:
Adalet, cömertlik, hak, ilim, iyilik, merhamet, nahiflik, nezaket, saygı,vefa, vicdan, yardımlaşma ve zerafet derim. Bütün bu vasıfların temel taşı ise edeptir.
Güzel ahlakın (edep) insanı bulunduğu ortamda sultan etmesi bu donanıma sahip olunmasından dolayıdır.
Taçsız sultan olmayacağı gibi, edepsiz insan da olamaz.
İfade ettiğimiz takva unsurları tacın paha biçilmeyen göz kamaştırıcı taşları gibidirler.
Cahiliye döneminde, yozlaşmış ve sapkınlaşmış insanlığa hem rehber olmak, hem de güzel ahlâkı tamamlamak üzere Hz. Muhammed A.S.'ın gönderilmesini ve Siyer-i Nebi'yi okuduğumuzda daha iyi anlıyor olacağız.
Edep ile yoğrulmayan, manevi niteliklere sahip olmayan toplumlar çöker. Hem yazılı hem sözlü hukukta sekteye uğrar ve yorulur.
Sıklıkla kaleme almaya gayret ettiğim; çocuk, aile, toplum ve ahlak konularını yazmaya gayret ediyorum. "Edep/siz/siniz" yazımı hatırlıyor musunuz?
Ya edepsiz/siniz! ya da, edep/siz/siniz!
İnsan, her iki cihanda da edebi kadar vardır.
‘’Edep’le gelen, Lütuf’la gider.’’
Edep ile kalın, vesselâm!