İYİ BAYRAMLAR
Arife Günü;
Dün bayram alışverişi için belediye otobüsüne bindim. Yanıma beyaz uzun sakallı yaşlıca bir adam oturdu. Bir süre sessiz ce gitti. Bana doğru dönerek bir şeyler söyledi anlamadım. Tekrar söyledi yine bir şey anlamayınca;
“Anlayamadım bir daha söyler misin? “diye sorup dikkatle dinledim. Hızlı hızlı konuştuğu için anlayamamışım. Meğer “sayılı gün tez geçer “ diyormuş.
“Neyin sayılı günü?” diye sorunca;
“Bu bayram da geldi işte.”
“Siz bayramın gelmesini günleri saya saya mı bekliyordunuz?”
“Evet. Çok istiyordum.”
“Emekli misiniz aylığınız kaç lira?”
“Evet emekliyim. Aylığım on bin lira.”
“Kurban kesemeyeceksin de kurban hissesi gelir diye mi beklediniz bayramı?”
“Ben, oğlan ve damat üç kişi tosun keseceğiz. Yetmiş beş bine aldık. Kurbanı eve getirdik bile.”
“E o aylıkla nasıl kesebiliyorsunuz?”
“Benim kirada dört beş dairem var. Bir de müstakil iki katlı evim var. Emekli aylığı harçlık oluyor.”
“Ne güzelmiş!” dedim. Adam otobüsten indi Beli büktüyse de mal edinmiş, dünyalığı kurtarmış. Bu da bana ders oldu; görünüşüne bakarak ön yargıya kapılmamam gerektiğini öğrenmiş oldum. 
Yürürken kasaplarda kuyruklar olduğunu gördüm. Yarın Kurban Bayramı ve insanlar et kuyruğunda. Kuyruğun en sonunda durdum. Önümdeki adama:
“Bu sırada kurban kesemeyen vatandaşlar var galiba. Siz kesemiyor musunuz?
“Nerede? Burada kıyma ucuz. Her bayram et getirirler diye bekledim. Hiç getiren olmadı. Ben de bir kilo Kıyma alıp bayram günü hanımla yiyeceğim. Et gelirse ne ala. Gelmezse bizim yiyecek etimiz olacak.”
 İyi bayramlar dileyip yoluma devam ettim. Alış verişi bitirdikten sonra gelen belediye otobüsüne binerken şoför:
“O gençler buyurun buyurun! Maşallah hepsi de genç.”  dedi. Önümdekilere baktım en genci bendim. Biri ortalığa:
“Bileti bir lira yapsalar bunların yarısı binmez otobüse.” dedi. Bu konuşmalardan sonra istenmediğimiz anladım. Otobüsün yüzde sekseni altmış beş yaş üzeriydi. Yüzde onunun elinde poşeti vardı. Çoğunluğu gezmek için gelmişti besbelli. Bedava olunca otobüslerde kalabalık ettiğimizi söylüyordu genç olanlar. 
Arife böyle geçti.
Bayram Günü;
Bayram kutlamaları aslında Bayram namazı bitiminden sonra başlar diyenler vardır. Bayram namazına gittim. Vakit namazlarında bom boş olan cami tıka basa dolmuştu. Neredeyse birbirimizin sırtında secde edeceğiz geçmiş bazı bayramlarda olduğu gibi. 
Namazdan sonra cami hızla boşaldı. Nedeni bir an önce kurban kesim yerine gitmek ve kesim için sıra beklemekti. Bugün kasapların bir günlük kral oldukları gündür. Ellerinde bıçaklar, üzerleri kanlı şekilde ne kazanırsak kardır hesabıyla çalışırlar. Akarsular, denizler yine kızıla boyanacaktır. Belediyeler kurban atıklarını çarçabuk toplayacaklardır ki mikrop üremesin, şehri koku sarmasın diye. Tarikatlar, yardım kuruluşları deri kapma yarışına başlarlar. Yoksullar kesim alanında kelle, paça, işkembe gibi vatandaşın beğenmediği organları toplama yarışına girerler. Canhıraş bir üleşme vardır kesim alanlarında.
Kurbanlarınızı kendi gözleriniz görerek kesmek en doğrusudur. Nereye gittiği bilinmeyen tarikat, vakıf, yardım kuruluşu aracılığıyla kesmek, daha doğrusu parasını onlara vermek doğru değildir. 
Kurban hisselerini kendi ellerinizle etrafınızda kurban kesemeyen komşularınıza vermek en doğrusudur.
KURBAN BAYRAMINIZI, AYNI GÜNE DENK GELEN BABALAR GÜNÜNÜZÜ KUTLUYORUM. İYİ BAYRAMLAR…
ahmet.kocak16@hotmail.com