UĞUR MUMCU’YU ANDIK
Bir ülkede gazeteciler özgürce yazıyor ve özgürce haber yapabiliyorsa vatandaşlar da aynı oranda özgürdür güvendedir. Gazeteci yazmaya korkuyorsa vatandaş daha çok korkmalıdır. Uğur Mumcu korkmadan araştıran, yazan gazetecilerden biriydi. Onu arabasına bomba koyarak susturdular. 
Sandılar ki gazeteciler susacak. Susmadılar. Cesur gazeteciler her türlü baskıya rağmen susmuyorlar yazmaya devam ediyorlar. Bu ülkemiz için sevindirici bir durumdur. Öldürülen ünlü gazetecilerden bir kaçı:
Sebahattin Ali Edirne 1943 / Abdi İpekçi İstanbul 1979/ Çetin Emeç İstanbul 1990/ Turan Dursun İstanbul 1990 / Uğru Mumcu Ankara 1993 /  Ahmet Taner Kışlalı Ankara 1999/ Hırant Dink İstanbul 2007  
Bu değerli gazeteciler karanlık düşünceli karanlık kişilerce katledildiler. Çoğunun katili, katilleri bulunamadı. Onları katledenler ölseydi ülkemiz ve insanlık için hiçbir şey değişmemiş olurdu. Bu insanların suçu neydi, neden katledildiler? Hazineden para mı çaldılar? İnsan mı öldürdüler? Kendi emekleriyle üç beş kuruş kazanıp ailelerini geçindirmeye çalışan iyi insanlardı ve kötü insanlar tarafından katledildiler. Onların yerine azmettiriciler katiller ölseydi dünyanın umurunda olmaz hatta dünya kötülerden temizlenmiş olurdu. Gazeteciler öldürülünce çok şeyler kaybettik; 
Sabahattin Ali kırk yaşında öldürülmeseydi kim bilir ne şiirler, ne romanlar yazacaktı.
Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu öldürülmeseydi ne haberlere imza atacaklardı.
Ahmet Taner Kışlalı öldürülmeseydi nice kitaplar makaleler yazacak, nice öğrenciler yetiştirecekti.
Turan Dursun öldürülüp sokak ortasında kimsesiz yatmamış olsaydı daha çok eserler verecekti. En bilgiliniz çıksın karşıma tartışalım, derdi. Belki biri çıkardı karşısına.
Hırant Dink caddede yırtık ayakkabısıyla vurulmuş yatmasaydı az tirajlı gazetesinde yazmaya devam edecekti. Türkiye’nin çok kültürlü, çok hoşgörülü bir ülke olduğunu anlatacaktı tüm dünyaya.
                                                                …
24 Ocak akşamı Bursa/ Osmangazi Belediyesi Uğur Mumcu’yu anma etkinliği düzenledi. Saat: 19.00’da yeni hizmete açılan salondaydım. Davetli sanatçılar; tiyatro, sinema sanatçısı Altan GÖRDÜM ile müzisyen Haluk ÇETİN’di. Her iki sanatçıyı da dikkatle izledim. Ne kadar bilgili ve birikimli insanlar oldukları her hallerinden belli oluyordu.
 Bir ara Bursalı müzisyen Haluk ÇETİN Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a;
“Böyle güzel bir salonu Osmangazi’ye kazandırdığınız için çok teşekkür ederim” dedi. Erkan Bey: 
“Biz hazır bulduk. Sadece açılışını yaptık.” diye yanıtladı. Orayı eski yönetim yapmıştı. Ne kadar erdemli bir sözdü bu. Bize böyle erdemli ve dürüst yöneticiler gereklidir.
Program Uğur Mumcu’yu anlatan sine vizyon gösterisiyle başladı. Tiyatro sanatçısı Altan Gördüm Uğur Mumcu’nun yazdığı “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” seslenişini ustaca yorumladı.
 “Yoksulluğun bükemediği bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık, kışlık katlarımız, arabamız olurdu. Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım unutma bizi!...”

Bir tiyatrocu bir müzisyen şeklinde iki saat süren programda hiç sıkılmadık. Uğur Mumcu söz konusu olunca onun yoldaşları olan Nazım Hikmet’ten, Can Yücel’den, Ataol Behramoğlu’ndan, Atilla İlhan’dan, Fikret Kızılok’tan şiirler okudu tiyatro sanatçısı. Müzisyen Haluk Bey de gitarıyla onların bestelenmiş şiirlerini söyledi. Öldürülen Bahriye Üçok, Muammer Aksoy Necip Hablemitoğlu, Gaffar Okkan, Eşref Bitlis gibi diğer aydın insanları da andılar.
Uğur Mumcu sesleniyordu SESLENİŞ’inden ,
“…Öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da, paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük. Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutama bizi...” 
Bu sözler usta tiyatrocu Altan Gördüm’ün ağzından çıkınca daha bir insanın tüylerini diken diken ediyordu. Onlar köylüler, işçiler ve diğer yoksul insanlar için ölürken onlar, kendilerini ezen partilere verdiler hep oylarını ve onların onlar için ölümleri hiç umurlarında olmadı ne yazık ki… 
Her program sonunda olduğu gibi yarım saat fotoğraf çekimi için sıraya geçilmesi ile sona erdi. Fonda unutulmadığını anlatan, Uğur Mumucu’ya yakılan ağırdı söylüyordu Selda.
“…Uğurlar olsun, uğurlar olsun
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
Yürekli yiğitlere hatıran olsun….”
ahmet.kocak16@hotmail.com